15 Ekim 2011 Cumartesi

Tembelliğin Tadı...

Öğlene kadar uyuma ile şekerleme arasında sıkışıp kalmak, cumartesi gününün leziz kahvaltısını hazırlayıp keyifle kahvaltı yapmak, kahvaltııdan sonra sade türk kahvesi eşliğinde gazeteleri karıştırmak, bir kaç dostu ile telefon görüşmesi yapmak, tembelliğin tadını çıkarmak istiyordu bugün. Öyle de yaptı. İyi ki tatil günleri var. Yoksa tembellik bu denli zevkli olur muydu? İyi ki varsınız Cumartesi - Pazar.
Görüşmek, gülüşmek dileğiyle Güncecan. 
Gülücük, gülücük, gülücük  ^_^


Taze sıkılmış ruhum, bayatlamış bahanelerim
Çilekli dondurma ile televizyon seyrederim
Derken bir film başlar, içinde kendimi ararım
Kahramanları herkes sever, bense sıradan bir adamım
En heyecanlı yerinde filmin, telefon çalar, sevgilimdir
Merak ettiği tek şey özleyip özlemediğimdir
Yine de keyifli bir gün
Balkona atarım kendimi, dolunay değiştir beni
Öyle derine dalayım ki, kabarcıklar bile gözükmesin
Derken bir yıldız kayar, tutsam bile elim yanar
Ruhumu çeker medcezir, geri vermezse işime gelir
İnsan bazen kaybolmak ister, kendi kendine kalmayı özler
Hayaller kurmayı sever, gerçekler bazen az gelir
Bu dünya bazen dar gelir, bu hayat boş gelir
Yine de keyifli bir gün...

Hiç yorum yok: