22 Temmuz 2011 Cuma

Ruh Kemirgeni

İç çekersin cık! geçmez. Derin bir nefes alır "offff!!" sesi ile bırakırsın cık! geçmez.  Çünkü; neden havasız kalmış olman değildir. İç organlarını kaplamıştır. Bu nedenle ismi "İç sıkıntısı" dır. Nedir derdin diye sorarsın kendine, sebebini bilmediğini söyler iç sesin. Aslında iç ses sana birşey söylemese de sen sebebini bilirsin ama nerde saklarsın bilinmez. Bilmediğin şey ; ne yapacağın, nerden başlayacağın...Bir şeyler yapmaya takatin var mı ki sanki?
Eskiler gelir aklına, daha bir sıkılır için. Halbuki olan olmuş, geçen geçmiş, biten bitmiştir. Ona dokunamazsın, müdahale edemezsin. Belki yine aynı şey olsa aynı davranacaksındır. Pişman değilsindir yaptığın hiç bir hareketten... O zaman nedir sebep? Neden sıkılırsın? Cevap veremezsin...  Gelecek ise çok uzak kalır, ne yapacağını bilemezsin. Geleceğin tam altında "Zaman" ve "Sabır" yazar. Ona da dokunamazsın. Çünkü dokunduğun anda canın yanar, daha zamanı gelmedi ki uyarısıyla.  Öyle birşeydir ki yüreğinin üzerine 15bin ton yük yüklenir, yorar, halsiz bırakır. Çevrendekilerin de sanki başına gelmiyormuş gibi;
"Havalardandır, geçer" 
"Psikolojiktir, geçer."
"Amaann sen de rahatla biraz, geçer"
"Keyfini bozma, geçer." bla bla bla... :)
Ahhh evet geçecek biliyorum.
Devam o halde... Yüreğin kurtulur zincirlerinden bekle ve gör....


Aaaa bir şiir buldum... İliştirivereyim cancazım :)
Nasıl başlar,
Niye başlar
Bilinmez.

Bir el sıkar
Kalbimi.
İlacı yok,
Çaresi yok...

Sessiz sedasız
Katlanacaksın.
Yapayalnız,
Kimse bilmeden,
Bu iç sıkıntısını,
Çaresiz taşıyacaksın

Hiç yorum yok: