10 Aralık 2011 Cumartesi

Muhabbete Bahane


Kahveyi gece kadar karanlık, cehennem kadar sıcak ve kadın kadar tatlı içeceksin... 
(Kolombiya Atasözü)
Bu güzel cumartesi günü bol bol tüketip cılkını çıkardığım, kendine has müthiş kokusuyla büyüleyen, yanında belki bir parça bademli çikolatayla servis edilen günümün missss gibi sıcak içeceği olan KAHVE için yazılmıştır bu satırlar... Ne güzel yazılmış... 
Keyifle içtim, keyifle okudum, keyifle paylaştım... Sizi kocaman gülümsememle selamlar, bu güzel alıntı ile başbaşa bırakırım... (◠‿◠)
 

 Her kahve aynı tadı taşımaz…
Nerede içiyorsan, kiminle içiyorsan ona göre değişir…
Sahilde oturduğun rüzgârlı bir sonbahar günü,
En sevdiğin dostun ağlarken içtiğin kahvenin tadı kederlidir…
Kahve telvesine yüreğinin acısı karışır…
Bir pazar öğle sonrası annenin,
“Hadi bir kahve yap da içelim” dediği kahve huzurludur… 
Köpükler annenin göz bebeklerine yansır…
Dudağının kıyısında kalan küçük bir gülümsemedir…
Bir gece vakti zil zurna sarhoş birinin içtiği kahve düşülen kuyudan çıkma çabasıdır…
Koyu kıvamlı kahverengi bir ipe tutunur çıkarsın…
Çıktığın an uyuyakalırsın… Ferahlıktır…
Dostlarla içilen kahve neşedir…
Kahkahalar köpüklerin üzerinde yüzer…
Tek başına gece vakti balkonda içtiğin kahve yalnızlıktır… acıdır tadı…
Ama garip de bir keyfi, lezzeti vardır…
Baban için yaptığın kahve sevgi doludur…
Çay bardağında, az şekerli…
Kahve gibi görünmez sana…
Ama sıcaktır dumanları tüter ve kokusu büyülüdür…
Beklemediğin bir anda sana uzatılan kahve başkadır… isıtır insanın içini…
Yorgun olduğunda içtiğin kahve hafifletir seni… kendine getirir, unutturur günün ağırlığını…
Kahve aynı kahvedir belki…
Köpüğüyle, rengiyle, dumanıyla aynı kahvedir…
Ama içilen kahveler ruhunun süzgecinden geçer ve tadları değişir…
Her kahve aynı değildir bu yüzden…

Hiç yorum yok: