Öğretmenler
günü... Bu yıl 24 Kasım diğerlerinden farklı olarak, oldukça duygusaldı.
Katıldığım her etkinlikte gözlerimin dolu dolu olmasını hatta
dayanamayıp taşmasını engelleyemedim. Sabah katıldığım programda
ağladım, akşam katıldığım programda ağladım, eve geldim; hiç bir zaman
televizyonu açma gafletinde bulunmam ama açıverdim, izlediğim programda
ağladım. Hepsinin bir tek nedeni var ki içler acısı... Van'da ölen
meslektaşlarım... Yürek burkan, can acısı görüntülerden, anlatımlardan içim dışıma
çıktı. Aslında günün anlamı ve öğretmenliğimin gururu içime mutluluk
verse de bir yanım acıya ortak bir hal içinde mutsuzdu. Her neyse asıl
yazmak istediğim bunlar değil tabi kiii...
Öğretmenler
Günü kutlamasına ve günüme en anlam katanı bir buket beyaz gül oldu.
Ismarlama yazısı yazdığım nam-ı diğer H.Ö'yü hatırlarsınız. ( Allahım!!
:) Böyle yazınca da gazete haberlerindeki yüz kızartıcı suç sanığının
adını kodluyormuşum gibi hissediyorum kendimi :)) Evet ne diyorduk H.Ö
beyfendinin o güzeller güzeli çiçekleri diyorduk :) Hem de en
sevdiklerimden..
Ahhh
o rengarenk halleriyle her zevke hitap eden, harika kokuları her tene
giden, mutlu mutlu musmutlu edecek; belki çikolatadan bile daha çok
melatonin, serotonin ve hatta endorfin salgılatan dünya güzeli tabiat
harikaları... Kişi kendine alsa bile bakıp bakıp yüreciğine güzellik
damlaları serpiştirir. Hele ki bu buket sevdiğin birinden geldiyse varın
siz düşünün yaşattığı mutluluğu.
Eeeee bu durumda sloganımız nedir?
"Çiçek alın, çiçek aldırın!" azizim :)
Çiçek
candır. Her ne kadar canlı varlıklara zarar vermeyin diye öğrencilerime
nutuk çeksem de bu güzellikler karşısında psikopata bağlayıp "Hepsi
benim olmalııııı!!" diye çığlık atabiliyorum :)
Güzeller güzeli buketimi paylaşmaktan bitabiii mutluluk duyarım :)
Elifcan gülümsemelerle kucaklar efendim :)
(✿◠‿◠)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder